Cumhuriyet Halk Partisi Beykoz ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Cemal Sataloğlu, İBB’nin bütçesini değerlendirdi.
Sataloğlu, İBB’nin 3.5 yıllık bütçesini şu şekilde değerlendirdi.
“İBB’nin 2023 yılı bütçe yolculuğu başladı.
Kolay değil bu yolculuk elbette..
Gelirlere tırpanlar,
Yatırımları engellemek için yapılan numaralar,
Borçlanmaların geciktirilmesi ile yüklenilen faiz ve döviz kuru maliyetleri falan,
El konulan paralar,
İBB meclisinden geçirilip Ankara’da masada bekletilen dosyaları unutmadık.
İBB yönetimi 2023 yılı bütçesinde
Geliri ,95 milyar 250 milyon lira,
Gideri ise 115 milyar 250 milyon lira tahmin ediyor.
Stokta bekleyen parayı 7 milyar 96 milyon lirayı bir kenarda tutarsak, borçlanma olarak öngörülen tutar 12 milyar 904 milyon lira planlanmış.
Bu yol haritasında baktığımızda gelirin büyük kısmını ise merkezi yönetimin İstanbulluların cebinden vergi olarak aldığı paranın sonrasında kanunda yazdığı şekilde küçük bir oranda İBB’ye aktarılmasından kaynaklanan gelirlerden oluşacağı tahmin edilmekte…Gelirlerin bir diğer büyük kalemi taşınmaz satışı fakat bu konuda geçmiş 3,5 yıla baktığımızda AKP cenahının karnesinin kötü olduğunu ve bu tür gelirlere onay vermemek için türlü türlü engeller çıkardığını görüyoruz ki bakalım 2023 yılında bu nasıl olacak bekleyelim göreceğiz…
Yol haritasında diğer bölüme baktığımızda yatırım giderlerinin 57 milyar gibi devasa bir tutar ile bütçenin yarısına ulaştığı görülmektedir. Müjde İstanbul 2023 yılında yatırım şehri olacak. Raylı sistem atağı görülüyor.
Giderlerinin %50’si yatırım bütçesi ve bu verinin içinde yolculuk yaparsak raylı sitemleri net bir biçimde görüyoruz. İBB belediye başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun çizdiği yol güzergahında İBB vitesi yükselterek devam ediyor.
İstanbul’a sunulan mal ve hizmet gideri bütçesi ise %22’i..Bu iki gider kaleminin toplamı %72 gibi bir oran.İBB yönetimi 2023 yılında İstanbul’u hizmete ve yatırıma boğacak.
İBB yönetimi bu performansı disiplinli finansal yönetimi ile yapıyor.Bu kadar hizmeti sunmak,yatırımı planlamak doğru finansman yönetimi ile olur elbette.Biliyoruzki önceki yönetimin yanlış planlamasından kaynaklanan bir borç stoğu ile yönetim devralındı .
23 Haziran 2019 tarihinde göreve gelindiğinde iç,dış artık kime ne kadar varsa tüm borçların toplamı 4 milyar 186 milyon Euro idi.31 Ekim 2022 tarihinde ise tüm borçların toplamı 3 milyar 518 milyon Euro.Yani borç yaklaşık 668 milyon Euro azalmış durumda.
Her türlü engellemeye karşın
Hem borçları azalt ,üstüne üstlük birde yatırımları artır .Bu işte bahsettiğim doğru planlama ve yönetim modeli..
Borç,borçlanma konusunda çok dikkat çekici bir veri daha var.Yeni yönetim göreve geldiğinden beri 31 milyar 732 milyon lira borç ödedi.
Peki yeni yönetimin kur farkı maliyeti olarak katlandığı tutar nedir?
Döviz kuru arttı ,dış borçlar arttı ya yüklenilen kur farkı maliyet nedir diye soruyorum kısaca,
Cevabını vereyim sıkı durun ..
Tam tamına 32 milyar 314 milyon lira.
Kurumun ödemiş olduğu borç ile döviz kurunun yükselmesi oluşan maliyet aynı.
Paralar kur farkı maliyetine gitti..
Döviz kurunun yükselmesi ile oluşan kur farkı maliyetinin buralara çıkmasından kim sorumlu?
Ekonomiden kim sorumlu?”