Nisan ayının son Meclis toplantısı cuma günü öğleden sonra gerçekleşti. İBB ve Beykoz Belediye Meclis Üyesi olan Cemal Sataloğlu, Beykoz Belediyesinin hazırlamış olduğu faaliyet raporunu değerlendirdi.
Konuşmasında 18.yılın bittiğini vurgulayan Sataloğlu, “2004 yılından beri gelen belediye yönetimleri için onlar altlık oluşturmuştu biz de devam ediyoruz demiştiniz. Ama bizler bu gösterilen fotoğrafların benzerlerini hatta aynı yerlere ait görselleri slaytları çok gördük. Asfaltı, çukuru, yolu, parke taşlarını, ot biçme faaliyetlerini, çöp toplama faaliyetlerini konuşuyoruz sadece. ” dedi.
Teknolojik gelişmeler, yerel halkın ihtiyaçlarının farklılaşması belediyeciliği farklı bir konuma getirdi
Sataloğlu, Belediyeciliğin çağımızda sadece bu Teknolojik gelişmeler, yerel halkın ihtiyaçlarının farklılaşması ile belediyeciliği farklı bir konuma getirdiğini söyleyerek, ” Beykoz markasını maalesef geliştiremediniz. Bugünlerde yaşadığımız sıkıntıların ana nedeni bu aslında.” dedi.
Beykoz’un bir marka olduğunun altına çizen Sataloğlu, Tarihi alanları ile coğrafi güzellikleri ile ama aynı yerinde durmuyor unutulmaya yüz tuttu. Son 2 yıl zordu kabul ediyorum. Yaklaşık 2 yıldır zor bir dönemden geçiyoruz. Pandemi nedeniyle yaşam şeklimiz değişti. Pandemi şartları nedeniyle sosyal yaşamımıza bazı kısıtlamalar getirdik. Umut verici haberler alıyoruz.. Bu illetten en kısa sürede kurtuluruz umarım.” şeklinde konuştu.
Pandemi ile yerel idarelerin önemi bir kez daha ortaya çıktı
Yerel idarelerin merkezi iktidarın görevlerini üstlendiğini dile getiren Sataloğlu, “Gerek pandemi süreci gerekse ekonomi politikalarının hatalı yönetilmesinin sonucunu toplum olarak hepimiz derinden hissediyoruz. Ülke ekonomisinin içinden geçtiği zor süreçte ekonomik öngörülebilirlik yerini ne yazıkki günlük fiyat artışları ve istikrarsız süreçlere bırakmıştır. Ülke tarihinde ilk kez 7 gün boyunca akaryakıt fiyat artmıştır.” dedi.
Sataloğlu, 4 ay önce yapılan bütçelerin eridiğini söyleyerek, “Akaryakıt fiyatlarındaki artış, yapım maliyetlerindeki artış ve personel maliyetlerindeki artışlar yerel idareleri zora sokmuştur. Acilen 5779 sayılı kanunda düzenlemeler yapılmalıdır. Yerel idarelerin öz gelirlerini artırıcı düzenlemeler yapılmalıdır.” şeklinde uyarıda bulundu.
Öz gelirler artmalı
Öz gelirlerin artması gerektiğini söyleyen Sataloğlu, sebebini şu cümlelerle açıkladı: “Çünkü belediye gelirlerinin merkezi yönetime bağımlı hale gelmesi beraberinde bir takım riskleri de barındırmaktadır. Belediyelerin bütçe dengesini sürdürmek için mal ve hizmet alımları ile yatırım harcamalarını kontrol altına alması ve öz gelirlerini arttırmasına ihtiyaç bulunmaktadır.
Çağdaş bir yerel yönetim anlayışı için gerekli olan en önemli husus belediyelerin mali açıdan özerk olmaları ve karar alma süreçlerinin siyasal çıkarlardan ziyade katılımcı bir anlayışla yerelin öncelikli ihtiyaçlarının belirlenmesine yönelik gerçekleştirilmesidir. “
Sataloğlu, Beykoz Belediye yönetiminin ekonomideki bu sıkıntıları tam anlamıyla hissetmediğini ifade ederken, “Çünkü Beykoz Belediyesi coğrafi konumu itibariyle elde etmiş olduğu bir geliri vardı .2B geliri vardı. Vardı diyorum çünkü o da bitti. 2018 yılı sonunda bankadaki nakit 414 milyon lira idi, 2019 yılında elde edilen gelir 384 milyon ,2020 yılında elde edilen gelir 294 milyon lira , 2021 yılında elde edilen gelir ise 454 milyon lira olarak gerçekleşti.2021 yılının sonunda ise ne kadar kaldı ? 48 milyon lira kaldı. Para gitti bitti.” diyerek önemli bir sorunu masaya yatırdı.
Ne yaptınız, ettiniz elinizdekini 3 yılda bitirdiniz .Festivaldi ,filmdi sempozyumdu, bisikletti derken 3 yıl geçti..
Sataloğlu açıklamalarına şu sözlerle devam etti : “Ortada çimenler var, yapımı devam eden ve kaça biteceği de şu an belli olmayan bina yapımı var ,14 milyon lira maliyetinin tuttuğunu söylediğiniz Beytaş Mutfak var.. Drone ile çekilmiş birkaç film ve festivaller var ..”
2021 yılı bütçe görüşmelerinde uyardığını dile getiren Sataloğlu, “Şimdi ya borçlanma ya da satış ile durumu kurtarmaya çalışacaksınız. Bulduğunuz mucizevi bir kurtuluş yönteminiz var onu da anlatayım. Personelin eline hesap makinesi ve metre vermişsiniz ölçümler yapıyorsunuz .Mahalle mahalle dolaşıyorlar..
18 yıldır siz yönetiyorsunuz hatırlatırım sizlere ..18 yıldır neredeydiniz.. Oraya buraya harcadınız çayır çimene bol bol harcadınız .Müflis esnaf gibi eski defterleri karıştırarak çözümler bulmaya çalışıyorsunuz. Bu sorunu çözmez…çözemez peki ne çözer? Gelir artırımı için harcamalar, verimlilik, etkinlik ve tutumluluk ilkeleri çerçevesinde hareket edilerek gerçekleştirilmelidir.” şeklinde konuştu.
Tüm bu süreçte ise kamu mali yönetimin en önemli ilkeleri olan saydamlık ve hesap verebilirlik anlayışı içinde olması gerekiyor
Mal ve hizmet alımlarında her türlü kayırmacılığın önüne geçilmesi ve işin kamu ihale mevzuatına uygun ve liyakata göre verilmesi gerektiğini vurgulayan Sataloğlu, “Gelir yönüyle mevcut gelirlerinin iyileştirilmesi ya da yeni gelir kaynaklarının yaratılması harcama yönüyle ise etkin kaynak kullanımının ve tasarrufun sağlanması gerekmektedir. Finansman sorununa gelir yönüyle çözüm geliştirmek mevcut durumda yapısal kısıtlardan dolayı mümkün görülmemekle birlikte bu yöntemle sürdürülebilir bir çözüm ortaya konulamamaktadır.” şeklinde konuştu.
Etkin kaynak kullanımı konusunda açıklamaya yapan Sataloğlu şu sözlerle konuşmasına devam etti : “Bir diğer yönü ise özellikle yapım işleri ilgili olarak doğru işin belirlenmemesi, işin kalitesiz gerçekleştirilmesi, işin yerinde denetiminin olmaması, işin daha sonra ilave işlerle tamamlanarak daha da büyümesi gibi sorunları da kapsamına alan iş disiplinsizliğidir. Buna en iyi örnek Kavacık’ta yapmış olduğunuz kaldırım çalışmalarıdır. Daha üzerinden 1 yıl dahi geçmedi. Kavacık’ta oturan Meclis üyeleri her gün geçiyordur, buraları görüyordur. Daha üzerinden 1 yıl geçmedi arkadaşlar. Gidin bir bakın buralar ne hale geldi. Buralara harcanan paralar vallahi israftır, yazıktır. Şunu da ayrıca belirteyim Belediye giderlerinde tasarruf, göstermelik değil, gerçekten de yerelin ihtiyaçlarının doğru tespit edildiği ve buna uygun programların geliştirildiği bir stratejik plan ile sağlanır. “
Geliri artırmanın yöntemleri
1. Kaynakları verimli kullanacaksın
2.Kaynakları etkin kullanacaksın
3. Kaynakları tutumlu kullanacaksın
Sataloğlu, 18 yıldır bu konuyu anlattıklarını ama dinlemediklerini ifade ederek, “Belediyeyi borçlu devredeceksiniz. Bakın mali tabloyu incelediğimizde nasıl hazin bir durum var. 2021 yılında kasadaki nakit 2020 yılına göre kıyaslarsak yaklaşık 125 milyon lira , 2019 yılına göre ise 282 milyon lira azalış gösterdiği görülmektedir.
Sermaye giderleri yani yatırım giderlerinin aynı yıllara göre artış oranı %11’de kalmıştır. Hazır değerlerin yüksek oranda azalmasına karşın yatırım giderleri yüksek oranda artış göstermemiştir. İdare 2021 yılında yatırım giderlerini artıramamıştır. Yatırım giderlerinin genel giderler içindeki oranı 2021 yılında bu oran %30 seviyelerine kadar düşmüştür. ” şeklinde çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Kısa vadeli borçlar yani bir yıl içinde ödenmesi gereken vadeli borçlar 2021 yılında 2020 yılına kıyasla 16 milyon 68 bin lira artış göstermiştir
İdarenin 2021 yılında borçlanmayı artırdığını söyleyen Sataloğlu, “Kısa vadeli borçları ödeme kabiliyetine baktığımızda cari oranın 3 yıl içinde olağanüstü bir şekilde düşüş göstermesi idarenin hazır değerlerini hızlı bir şekilde tükettiğini göstermektedir.” diyerek konuya açıklık getirdi.
Sataloğlu, kısa vadeli borçların içinde yükselişi bakımından dikkat çeken hesabın Bütçe emanetleri hesabı olduğunu ifade ederek, “Bu hesap idarenin mali yıl içinde ödeme emri belgesine bağlandığı halde, nakit yetersizliği veya hak sahibinin müracaat etmemesi nedeniyle ilgililere ödemediği hareketlerin takip edildiği hesaptır.
Yaklaşık olarak 2019 yılında 20 milyon , 2020 yılında 76 milyon 2021 yılında ise 98 milyon liradır. . Artış oranı 2019 yılına kıyasla %386, 2020 yılında ise artış oranı ise %30 olmuştur. İdarenin yükümlülüklerini yerine getirmediği görülmektedir. Bu veriler gelecek dönemler için mali dengenin bozulacağının göstergesidir.” dedi.
Sayın başkanın 5 yılda 15 yıllık hizmet yapacağız derken neyi kastettiğini bu veriler açıkça gösteriyor
İdarenin 2021 yılı bütçe gider gerçekleşmesi 590 milyon 619 bin lira ,gelir gerçekleşmesi ise 454 milyon 65 bin lira olduğuna dikkat çeken Sataloğlu, “Yaşadığımız ekonominin bir fotoğrafı aslında bu ,bir müdürlüğün bütçesinden özellikle bahsetmek istiyorum” diyerek “Öncelikle şunu ifade edeyim önceden de bu kürsüden dile getirmiştim. Bu bütçe yetmez çünkü yerel idareler merkezi idarenin görevlerini de yapmaya çalışıyor bir nevi aslında ekmek kuyrukları, yağ kuyrukları, akaryakıt kuyrukları vs.vs bunlar sizin ekonomideki başarısızlığınızın halka yansımasıdır” şeklinde çarpıcı bir açıklamada bulundu.
Sataloğlu, konuşmasında sosyal yardım işleri müdürlüğü bütçesinden bahsederken şu açıklamalarda bulundu: ” Bu müdürlüğün 2020 yılında 14 milyon 550 bin lira gerçekleşmesi var,2021 yılında ise 19 milyon 326 bin lira gerçekleşme ile kapatmış. Yaklaşık 5 milyon artış var.2022 yılında henüz 70 gün içindeki gerçekleşen gider ise 4 milyon 303 bin lira..
Bu rakamlar neyi gösteriyor? Halkımız yoksullaştı, iş yok aş yok, Beykoz’da işe yönelik hiçbir proje geliştirilmedi. Beykoz Belediyesi, Beykoz’un istihdamına yönelik bir çalışma gerçekleştirmedi. İzlemiş olduğunuz ekonomik modeller yüzünden ülkemiz her geçen gün kötü noktaya geldi. Şubat, Ocak’tan, Mart’ta Şubat’tan daha iyi olmadı. Hatta daha da kötüsü oldu.”
Beykozlular yoksullaştı, iş yok, aş yok, tencere kaynamıyor. Anlayacağınız Beykozlu muhtaç oldu kuru soğana…
Beykoz’un ekonomisine katkı sunacak projeler yapmalısınız diyerek yetkililere seslenen Sataloğlu, “Temel tüketim malzemelerini ucuza temin ederek ,aile bütçesine katkı sunacak projeler geliştirilmelidir. Tarım konusu var biliyorsunuz. 19 yıllık merkezi AKP iktidarı sürecinde Türkiye’nin yerel ve bölgesel ölçekte geleneksel tarımsal yapısı zayıflatılmış ve ülkemiz tarımda net ithalatçı konumuna düşürülmüştür.” dedi.
Ülkemiz verimli toprakları ve ürün çeşitliliğiyle tarım sektörü açısından büyük potansiyel”e sahip olmasına rağmen, temel gıda maddelerinde her geçen gün dışa bağımlı hale getirilerek dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olma konumunu kaybettiğinin altını çizen Sataloğlu, “Fakat yerel idarenin bugünlerde daha yeni yeni Beykoz’da tarım ekonomisinin gelişimi konusunda yaptığı çalışmalar doğrudur. Daha da geliştirilebilir. İstanbul’da tarımın varlığını önemini ve ekonomiye katkısını tekrar hatırlattığı için İBB başkanımız sayın Ekrem İmamoğlu’na da buradan tekrar teşekkür ediyorum. ” şeklinde konuştu.
Bu ilçede 18 yıldır iktidar olan sizsiniz. ilçenin bu hale gelmesinden sorumlusunuz..
“Ama’lı fakat’lı cümleler kurmayın… Beykoz bu halde ise sizin beceriksizliğinizin var ortada.. ” diyen Sataloğlu, “Beceriksizlik var. Çok basit bir örnek vereyim.. Yönetim anlayışının görülmesi açısından söylüyorum.. Bir gemi vardı başkanlığın karşısında hatırlayın sıradan bir gemide değil yani bu Tarihi Paşabahçe vapuru çürüttünüz siz çürüttünüz.. Müze mi yapalım, batıralım mı, restoran mı yapalım derken gemiyi çürüttünüz. Geminin akıbeti ile ilgili dahi plan program dahi yapamadınız, Çok örnek var buna benzer..” diyerek başka bir örnekle konuyu şu sözlerle açıklık getirdi: “Belediyenin önündeki bina Prof.Dr. Necmettin Erbakan Kültür merkezi binasına yaklaşık 2018 yılında ihale edilip 7,5 milyon lira tam hatırlamıyorum belki daha da fazla milyonlar tutan harcamalar yapıldı ,bina sağlam mı çürük mü diye bakılmadan yapıldı direkt .Yeni yönetim geldi bina hasarlı dedi bina 1 gecede toz oldu yıkıldı. ”
Beykoz’da sadece çim ekerek sorunları örtemezsiniz.18 yıldır bunu yaptınız
Sataloğlu, yeni yönetimin tek farkı ,görsel medya ,ajans konularını çok seviyor diyerek 2019 yılında sanayi ve teknoloji bakanlığı kalkınma ajansı genel müdürlüğü tarafından hazırlanmış bir araştırma çalışmasını paylaştı.
Çalışmada İstanbul’un en az kentleşmiş ilçeleri sıralamasında Beykoz’un birinci sırada olduğunu söyleyen Sataloğlu, Beykoz’dan sonra Arnavutköy’ün Silivri’nin geldiğini açıkladı.
Kentsel dönüşüm çok önemli bir konu olduğunu ifade eden Sataloğlu ” Eski sağlıksız yapıların yıkılıp yeniden inşa edilmesi hem can, hem de mal güvenliğinin korunmasını sağlayacaktır. Hasarlı binaların yıkılıp yerlerine sağlıklı binaların yapılması ile doğal afetlere karşı önlemler alınacaktır.
Fakat ..Fakat…Sürecin istenilen sonuçlara ulaşabilmesi için şeffaflığa, yerel temsilcilerin katılımına, sosyal dayanışma ve sosyal kontrol bağlarının korunmasına ve en önemlisi süreçten mağdur olabilecek bölge halkının korunmasına özen gösterilmesi gerekiyor.” şeklinde önemli bir açıklama yaptı.
Sataloğlu, “Beykoz’un sorunlarını birlikte çalışarak çözebiliriz.” diyerek “Ayrım yapmadan , ötekileştirmeden ,farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak kabul etmeliyiz. Biz kocaman bir aileyiz. Beykoz İstanbul’un diğer ilçelerinden farklıdır. Parti ayrımı yapmaksızın herkes birbirini tanır, Cumhuriyet köyde veya Örnekköy’de birinin canı yandığı zaman bu acı Kavacık’ta ki vatandaşa kadar gelir.
Ortak noktamız Beykoz..
Sataloğlu son olarak Beykoz’da sorunların olduğuna dikkat çekerek konuşmasını şu sözlerle noktaladı:
“Sorunlar var mı var.. Çözülebildi mi çözülemedi. Nasıl çözeceğiz nasıl aşacağız peki ..Öncelikle ben dedim olacak, ben dedim yapılacak ile bir adım gidilemez. Sihirli cümle Beykozlu ile birlikte çözeceğiz olmalıdır. Yerel yönetici bizim parti sizin parti ayırımı yapmaz çünkü yerel yönetici artık ilçenin yöneticisidir. Sadece bir partinin temsilcisi değildir. Toplumu kucaklamalıdır. Ayrıştırmaya değil birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Sorunları bu bilinçle nasıl çözeriz diye yoğunlaşarak çözebiliriz.
Beykoz’a çivi çakmış ,yani Beykoz’a hizmet etmiş belediye yönetimlerine, birim müdürlerine ,belediye meclis üyelerine, belediye personeline ve katkı sunan herkese tekrar çok teşekkür ediyorum.
Gençlerin, esnafın umutlu ve mutlu olduğu, engellilerin sosyal hayatın içinde olacağı ,kadınların, hayatın her alanında aktif yer aldığı çağdaş , imar problemlerini aşmış, depreme dayanıklı, yenilenmiş yapılarda yaşanan bir Beykoz, dünyanın en güzel yerlerinden biri olan bu güzel ilçenin mutlu insanların yaşadığı çağdaş bir kent haline gelmesi umuduyla.”