CHP Beykoz Meclis Üyesi Cemal Sataloğlu,belediye meclis toplasında ,Beykoz çayırının yerine millet bahçesi yapılmasına karşı olduğunu dile getirdi.
Beykozluların çayırı doğal haliyle sevdiğini söyleyen Sataloğlu ; “Beykoz’un otopark sorununu çözeceğiz dediniz, bağımlılıkla mücadele edeceğiz dediniz, tam kapasiteli hastane yapacağız dediniz sorunlar aynen yerinde duruyor.” dedi.
En önemli sorunlardan biri olan imar sorunun karmaşık hale geldiğini vurgulayan Sataloğlu iptal kararları , gönderilen tebligatlar,kalem dahi oynatılamayan bazı mahallelerdeki imar durumunun belirlisizliklere yol açtığına dikkat çekti.
Beykoz Belediyesi’nin 2020 yılında 505 milyon lira bütçe gideri olduğunu söyleyen Sataloğlu harcamalara yönelik şu açıklamalarda bulundu:
“Araç kiralama gideri olarak 24 milyon lira, bisiklet eğitimi, çocuk spor oyunları festivali,turnuvalar için 2 milyon 603 bin lira.Bakın rakamlara dikkat ediniz!
Ulusal medya ve sosyal medya ile diğer tanıtım platformlarında klipler ve belgeseller için 11 milyon 506 bin lira 261 lira 2 kuruş, kitap fuarları düzenlenmesi için 11 milyon 506 bin lira 261 lira 2 kuruş, tematik festivaller düzenlenmesi için 11 milyon 506 bin lira 261 lira 2 kuruş.
Bu üç rakam kuruşuna kadar nasıl aynı çıkar nasıl aynı olur. Bizler bu kitapçıktaki verilerin sizin faaliyetlerinize ait veriler olduğunu dikkate alarak konuşuyoruz ama bu kitapçıktaki bilgilerin güvenirliliği şüpheli. Kapalı yüzme havuzlarının yapılması için gerçekleşen maliyet 8 milyon 939 bin lira. Nereye yaptınız kapalı yüzme havuzunu? Onu da mı Ümraniye’ye yaptınız.”
Sataloğlu, konuşmasında müdürlük bazında şu verileri sundu:
“Park bahçeler müdürlüğünün gerçekleşme oranı % 165 bütçesini aşmış,sosyal yardım işleri müdürlüğünün bütçesinin %13 ‘ünü dahi kullanamamış.Tarımsal müdürlüğünün bütçesi ise %20’da kalmış tarıma verdiğiniz önemi bu veriden görebiliyoruz. Bilgi işlem müdürlüğü % 126 olarak bütçesini kullanmış.
Belediyenin bir iştiraki olan Beytaş’ın mali bilançosunu incelediğimizde burada da işlerin pekiyi gitmediğini görüyoruz. Beytaş Aş ‘nin Kısa vadeli borçları bir önceki yıla göre yaklaşık 12 milyon artmış, vadesi geçmiş ertelenmiş ve taksitlendirilmiş borçlar ise 9 milyon lira artmıştır.
Bankadaki para ise bir önceki yıla göre yaklaşık 7.5 milyon azalmıştır. Yapım işlerini idare kendisi yaptığı halde bu paralar nerelere gitti?
Beytaşın yapım işi ile ilgili bir ihalesi yok zaten ihale kanununun 3g maddesine göre bir istisnaya da tabi değil, yapım işleri, bu iştirakin yaptığı işlemler izaha muhtaç…”
“Beykoz yoksullaştı”
Pandemi döneminde esnafın dükkân açamadığını belirten Sataloğlu “Beykozlu esnafın durumu iyi değil, pazarcı esnafı haftada bir gün tezgâh açıyor, pazarcılar zor durumda. Kahveciler, lokantalar, kafeler zor durumda bu örnekler çoğaltılabilir.”dedi.
“Akşamları marketlerin önünde veya pazarların kapanışında kalan meyve ve sebzeleri toplayan insanları görünce hepimizin yüreğini yanıyor.”
Beykozlunun yoksullaştığını vurgulayan Sataloğlu , “Bu zor dönemde bunu daha da derinden hissediyoruz. Eminim ki bizlerin olduğu gibi sizlerinde telefonları susmuyordur sosyal yardım taleplerinden. Yönetim olarak bütçeye daha fazla katkı sunmalısınız. Gelin sosyal yardım bütçelerini artıralım.Hiç yapılmıyor demiyorum dikkat edin. Yapılıyor ama artıralım diyorum.” dedi.
Beykoz Belediyesi Sosyal İşler Müdürlüğü’nde ki birim müdürüne ve diğer personellere pandemi dönemindeki özverili çalışmalarından dolayı teşekkürlerini sunan Sataloğlu ;
“Bugünleri birlikte dayanışma içinde aşmalıyız. Beklentimiz daha fazla sosyal yardım yapılmasıdır. Esnafımıza sahip çıkılması, çocukların eğitimi için daha fazla tablet yardımları yapılmasıdır. Ülkemizde sosyal politika ve sosyal hizmetler, merkezi yönetim ve yerel yönetimler tarafından planlanıp uygulanmaktadır.
Fakat pandemi süreci hepimize yerel yönetimlerin hızlı bir aksiyon alarak sosyal politikalar üretme zorunluluğunu bir kez daha göstermiştir.
Yerel yönetimler, yoksulluk başta olmak üzere birçok sosyal soruna çözüm getirmede stratejik bir yere sahiptir. Şöyle ki yerel yönetimler özellikle belediyeler hem sosyal politikaya hem de ilçe yapısına yönelik birden fazla hizmeti bir arada gerçekleştirmesi ve mahalli sosyal yapıyı daha iyi tanıması dolayısıyla daha kapsamlı ve daha nitelikli hizmetler verebilme rolüne sahiptir.
Toplum, belediyelerin alt yapı ve imar gibi fiziki yatırımlarını çalışmalarını artık yapılması zorunlu hizmet olarak görmektedir.
Yerel yönetimler bölge şartlarını dikkate alarak ve kabiliyetlerini değerlendirerek sosyal politika üretebilecek dinamikleri harekete geçirebilmelidir.” şeklinde konuştu.
Sataloğlu ; “Belediye kanununun 3.maddesinde “ belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından belirlenerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi olduğu’ özelliği gerçeği göz ardı edilerek ve yerel yönetimlerin gücü ,önemi ve görevi açıkça vurgulanmasına rağmen , Yakın geçmişte yayımlanan hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hazırladığı ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesi olarak yayımlanan Belediyelerin sosyal yardımlar konusunda atacakları adımları kontrol altına almak ve “tek elde toplanarak kaymakamlıklar üzerinde yapılmasını” sağlamak üzere hazırlanan tebliğ sosyal yardımların etkili ve hızlı bir şekilde dağıtılmasını engelleyecektir.”dedi.
“Belediye kanununda yerel yönetimlerin salgın hastalık dönemlerinde topluma daha etkin ve hızlı hizmet sunma noktasında kaynak sıkıntısı çekmemesi için yeni düzenlemeler yapılmalıdır.”
Sosyal yardımların hızlı yapılabilmesi için kanuni düzenlemeler, borçlanma maddesinde yapılabilecekler, sosyal yardım kriterlerinin biraz daha genişletilebilmesi veya araştırma süreci ile ilgili düzenlemeler veya merkezi idarenin kesintileri ile ilgili özel düzenlemelerin yapılması gerektiğine vurgu yapan Sataloğlu konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:
“Beykoz’a hizmet etmiş belediye yönetimlerine, birim müdürlerine, belediye meclis üyelerine, belediye personeline ve katkı sunan herkese tekrar çok teşekkür ediyorum.
İmarın rant için değil, halk için geldiği, yoksulluğun, işsizliğin, uyuşturucunun son bulduğu,
kaynakların tamamının halk için kullanıldığı, eğitimde ve turizmde cazibe merkezi olan bir Beykoz , kısacası ,dünyanın en güzel yerlerinden biri olan bu güzel ilçenin mutlu insanların yaşadığı çağdaş bir kent haline gelmesi umuduyla ,hepinize tekrar teşekkür ediyorum.”